YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Eğitim Ve Ahlak Şurası

Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, Eğitim ve Ahlak Şurasında “Geçinebilmek için 30 saat derse girmek...

Eğitim Ve Ahlak Şurası

Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, Eğitim ve Ahlak Şurasında “Geçinebilmek için 30 saat derse girmek zorunda kalan akademisyen ya da ek işi düşünen öğretmen istemediğimizi bunun idealizmini öğrencilere yansıtmada mali sıkıntı yaşamayan öğretmen istiyoruz” dedi.Eğitimciler Birliği Sendikası’nın (Eğitim-Bir-Sen) Türkiye Yazarlar Birliği ile birlikte Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Kurucu Genel Başkanı, eğitimci, yazar ve şair Mehmet Akif İnan anısın ortaklaşa düzenlediği "Eğitim ve Ahlak Şurası"nın ikinci, üçüncü ve dördüncü oturumu Ankara Bera Oteli’nde gerçekleşti. “Eğitim Tarihimizde Ahlak” konusunun Başkanlığını Prof. Dr. Recep Kaymakcan yaptı. ‘Cumhuriyet Döneminde Ahlak Eğitimi’ başlığında ilk olarak Dr. Safiye Kesgin ve Doç. Dr. Hilmi Uçan müzakere etti. ‘Eğitimcinin Ahlak Eğitimi” başlığıyla ilgili Prof. Dr. Burhanettin Dönmez ve ardından Prof. Dr. Ramazan Kaplan konuşma yaptı.“EĞİTİM FAKÜLTESİ YA DA ALAN FAKÜLTELERİYLE BİR AYRIMA GİTMEK, BİRİSİNİ BİRİSİNİ BİRİSİNDEN ÜSTÜN TUTMAK BENCE DOĞRU DEĞİL”Formasyon konusuna değinen Kaplan, “Formasyon meselesi konusunda Türkiye gerçekten çok ciddi sıkıntılar yaşadı. Hakikaten bu birara tüccarlık işine dönüştü. Anadolu çocukları İzmir’den kalkıyor, bilmem ta nereye kadar dolaşa dolaşa dolaşa formasyonluk ön şartını yerine getirmek için büyük uğraşlar verdiler. Bugün geldiğimiz nokta bu bakımdan iyidir. En azından öğretmenlerimiz atanma noktasında onların bir itiraz konusu ortadan kaldırılmış oldu. Bu güzel bir şey. Fakat burada eğitim fakültesi ya da alan fakülteleriyle bir ayrıma gitmek, birisini birisini birisinden üstün tutmak bence doğru değil. Hatta bizim bu konudaki yapılanmamız biliyorsunuz fen fakülteleri vardı. Edebiyat fakülteleri vardı. Edebiyat fakültesi fen fakültesi mezunları da bu ülkenin çocukları , eğitim fakültesi mezunları da bu ülkenin çocukları. Ben göreve geldikten sonra her ikisini de bizim fakültemizde kurdum. Bir yarış ortamı oluştururuz, o yarış ortamında kimler hak ederlerse oradan geçerler” diye konuştu.24 Kasım Öğretmenler Gününün yaklaştığını ifade eden Kaplan, ‘eli öpülesi öğretmenler’ sloganının devreye gireceğini belirterek, “Ben zaman zaman da söylüyorum. Öğretmenlerimizin elini öpmeyelim ama parasını verelim. Öğretmenlerimizin hem elini öpelim hem parasını verelim. Bunlar yapılması gereken şeyler. Bir meslek grubunun sırtından kendimizi tatmin etmenin yollarına bakarsak bu sorunlar çok daha devam edeceğe benziyor” dedi.“GEÇİNEBİLMEK İÇİN 30 SAAT DERSE GİRMEK ZORUNDA KALAN AKADEMİSYEN YA DA EK İŞİ DÜŞÜNEN ÖĞRETMEN İSTEMEDİĞİMİZİ BUNUN İDEALİZMİNİ ÖĞRENCİLERE YANSITMADA MALİ SIKINTI YAŞAMAYAN ÖĞRETMEN İSTİYORUZ”“Maaş öğretmen ve akademisyen için maaşı on katına da çıksa yaptığı işin niteliğini arttırmayacak olma ihtimali olanlarla ilgili bir arayış içerisinde değiliz” diyen Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, şöyle konuştu:“Geçinebilmek için 30 saat derse girmek zorunda kalan akademisyen ya da ek işi düşünen öğretmen istemediğimizi bunun idealizmini öğrencilere yansıtmada mali sıkıntı yaşamayan öğretmen istiyoruz. Amacımız budur. Eğitim fakültesi fen edebiyat fakültesi tartışması öteden beri vardır. Eğitim fakültelerinin pedagoji ilmini iyi verdiğini alan bilgisini de fen edebiyat ve ilahiyat fakültelerinin dahi verdiğini görüyoruz. Bunu ben ilahiyatçı olarak söylüyorum. Karar ne olursa olsun ilahiyat ve fen edebiyatlarda pedagojiyi biraz daha arttırmak eğitimlerde de alan bilgisine biraz yer vermek gerekiyor diye düşünüyorum. Üniversite sorunun olduğunu görüyoruz. Üniversite öğrencisine çocuklar dediğimiz ürece inkılap tarihi üniversitelerde zorunlu ders olmaya devam edecek. İnkılap tarihinin zorunlu ders olduğu bir üniversite nasıl dünyalı olacak. Burayı tüm taraflar olarak konuşmamız lazım.”Gündoğdu, toplantı sırasında gelen notu okuyarak, “Genel Başkan vekilim müjdeyi göndermiş, geliştirme ödeneğini de alacağız. Doğuyu düşünmeye devam ediyoruz diye selam göndermiş” dedi.“AHLAK EĞİTİMİ DENİLİNCE AKLIMIZA DİNİ EĞİTİM GELMEKTE AMA BUNLAR BİRBİRİYLE BAĞLANTILI DEĞİL”Üçüncü oturum olan “Eğitim Müfredatlarında Ahlak”ın Başkanı Prof. Dr, Şükrü Karatepe, ‘Eğitim Müfredatlarında Ahlak’ konusunda eğitim yapılırken ahlakın nasıl müfredata dahil edileceğinin tartışılacağını ifade etti.‘Batı Eğitim Müfredatlarında Ahlak’ başlığıyla ilgili ilk olarak Yrd. Doç. Dr. Zafer Çelik, Türkiye’de sıklıkla farklı ifadeler ile karşı karşı kalındığını belirterek, “Günümüzde saygı ve sevginin azaldığına karşı eleştirileri hep duyarız. Gençlerin artık daha sorumlu hareket etmesi için ahlak eğitimin önemli olduğunu görmüş olduk. Yine yaptığımız taramalarda ahlaki değerlerin okullarda nasıl verilmesi gerektiği konusunda tartışmalar çıkıyor. Açıkçası okullara baktığımız zaman ki temel işlev öne çıkma sosyalleşme, kültürün aktarılması, eğitim bunu yerine getirmektedir. Bu çerçevede dürüstlük, saygı gibi kavramları öğrenmektedir. Toplumsal düzenin, birlikteliği sağlıyor. Ahlak eğitimi denilince aklımıza dini eğitim gelmekte ama bunlar birbiriyle bağlantılı değil. Ahlak eğitimi dediğimizde dinle ilişkilendirilen bir kesim değildir. Bizim baktığımız ahlak eğitimi verildiğini görebiliyoruz. Ahlak eğitimini seküler bağlamda, dini bağlamda bazı temel ilkeleri vardır. Belli bir davranışın kazanılması farklı toplumlarda dile getirilmekte” ifadelerini kullandı.“HAYATIN OKULDAKİ MÜFREDATA UYMAMASI ÇOCUĞUN, BİREYİN SORUN YAŞAMASINA NEDEN OLUYOR”Doç. Dr. Şamil Öçal ise “Hepimiz şikayetçi oluyoruz bu dünyanın sorunu ama buradaki sorun bu müfredatla çözülebilecek bir sorun mu? İş aslında eğitim nasıl yapılacağı ile bağlı. Çünkü Batı’da da hayat ile okul arasında farklılıklar var. Dolayısıyla hayatın okuldaki müfredata uymaması çocuğun, bireyin sorun yaşamasına neden oluyor. Bence sorun daha derinlerde yatmaktadır. Sorun sadece müfredat sorunu değildir. Ahlakın öğretilmesi konuda Batı’da ki insanların kafasının karışık olduğunu görüyoruz. Batı da müfredat daha genel kurallar tespit edilmeye çalışılmıştır. Tabi bunun da riskleri var. Ahlak ile din arasında ilişki asgari düzeye çekilmeye çalışılıyor. Aslında görünmeyen tehlikeyi de beraberinde getiriyor. Ahlak Batı da müfredatın dünyada yaşayanların kavgasız, gürültüsüz nasıl birlikte yaşayacaklarını arama yoludur. Batıda ki uygulamada birçok dersin içerisine ahlak yerleştirildiğini görüyoruz” şeklinde konuştu.“İSLAM AHLAKINI BİLMEK MÜFREDATI AKTARMAK, ANLAMAK KİTABINI YAZMAK ÇOK KOLAY DEĞİL”‘İslam Ahlakının Eğitim Müfredatına Aktarım Sorunu’ başlığıyla ilgili Yrd. Doç. Dr. Ahmet Yemenici, İslam ahlaki ve müfredatını ele alacağını kaydederek, “Her şey çok basit gibi gözükebilir, ama öyle midir? İslam ahlakını bilmek müfredatı aktarmak, anlamak kitabını yazmak çok kolay değil. Kitaplar yazıyoruz, müfredatlar yapıyoruz ama bunu uygulamaya geldiği zaman sorunlar yaşıyoruz. İslam ahlakı temelini oluşturan Kur-an’ı, peygamberimizi sonraki dönemlerde oluşan külliyata ne kadar uygulanabilmiştir” dedi.“AHLAK EĞİTİMİ YA DA TERBİYESİ SINIF ORTAMININ SINIRLI OLDUĞUNU BU EĞİTİMİN GENÇLERİMİZE HER ALANDA TAKDİM EDİLMESİ, ULAŞILMAK İSTENEN HEDEFİN GERÇEKLEŞMESİ ADINA GENİŞ KAPSAMLI TUTULMALIDIR”Doç. Dr. Gürbüz Deniz ise ahlak ilminin felsefe ilim olarak kabul edildiğini belirterek, şöyle konuştu:“Ahlaklı olmak ve gençleri ahlaklı olmaya yöneltmek dini sorumluluk olarak ortaya çıkar. Ahlakın İslami ilimlerin her birine konu edildiğini göstermektedir. Ahlak toplumsal olmaktan ziyade bireysel bir tutum olarak ortaya çıkmaktadır. Her ahlaki davranışın soyut ahlaki arka planı vardır. Her insan sahip olduğu inançlar doğrultusunda ahlakının belirler. İslam ahlak pratiği oluşturulurken insan mutlaka bilinmeli ve tanınmalıdır. Ortaöğretim, lise eğitiminde iman esasları öğrencinin yorumuna sirayet edecek şekilde sunulmalıdır. Çünkü amelin ve ahlakın sıhhati iman algısıyla doğru orantılıdır. İman amel etmeye yol açar. Ahlaklı olmak iyi ile kötüyü bilip bu bilinç doğrultusunda insanın hayatını anlamlandırmasıdır. İyi ve kötü çocuğu zaman göreceli kavramlar olarak ortaya çıktığı için İslami olan iyi ve kötünün kaynağı yüce kitabın bildirdikleri çerçeve içinde olan değerlerdir. Ahlak eğitimi ya da terbiyesi sınıf ortamının sınırlı olduğunu bu eğitimin gençlerimize her alanda takdim edilmesi ulaşılmak istenen hedefin gerçekleşmesi adına başta aile ortamı, sosyal mekanlar, eğlence yerlerini kapsayacak şekilde geniş kapsamlı tutulmalıdır. Her ahlak müfredatı hazırlanırken bu müfredatı uygulayacak kişi mutlaka eğitime ve gözetime alınmalıdır.”Dördüncü oturum olan “Aile ve Toplumda Ahlak Eğitimi” nin başkanlığını ise Dr. Necmettin Turinay yaptı. ’Ailede Ahlak Eğitimi’ konusunu Prof. Dr. Mehmet Zeki Aydın ve Rahime Şen müzakere etti. ’Kültürümüzde Ahlak Eğitimi’ konusunun müzakereci konuşmaları ise Prof. Dr. Kadir Canatan ve Prof. Dr. Ali Rıza Abay idi. "Eğitim ve Ahlak Şurası" nın sonuç bildirgesi Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu ve Türkiye Yazarlar Birliği yetkilileriyle birlikte yarın saat 12.30’da Bera Ankara Otel’de düzenlenecek basın toplantısıyla kamuoyuna açıklanacak.

Mynet Youtube


Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler