YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Isparta'da

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Suriye uçağının Türk Hava Kuvvetleri tarafından düşürülmesi ile ilgili "Türkiye'yi savaşın içine çekmek veya Türkiye'ye karşı

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Suriye uçağının Türk Hava Kuvvetleri tarafından düşürülmesi ile ilgili "Türkiye'yi savaşın içine çekmek veya Türkiye'ye karşı başka bir saldırı gelmesini ihtimal dahilinde görmüyorum" dedi. Partisince Süleyman Demirel Kongre Merkezi'nde düzenlenen toplantıya katılan Bakan Zeybekci, 2004 yılında Denizli'de belediye başkanlığını kazanmadaki en önemli faktörün parti teşkilatının çalışması olduğunu belirterek, "2004 yılında belediye başkanlığı seçim kampanyası başladığında 95 kiloydum. Kampanya bitti, belediye başkanı olduğum gün 82 kiloydum. Böyle çalışacağız" diye konuştu. Daha sonra Isparta Ticaret ve Sanayi Odasında iş dünyası ve sivil toplum örgütlerinin yöneticileri ile bir araya gelen Zeybekci'ye Isparta Ticaret ve Sanayi Odası ile Gül-Gülyağı ve Yağlı Tohumlar Tarım Satış Kooperatifleri Birliği yöneticileri tarafından hediyeler verildi. Burada gazetecilerin sorularını yanıtlayan Bakan Zeybekci, düşürülen Suriye uçağı ve savaş söylentilerinin ekonomiyi nasıl etkileyeceği yönündeki bir soru üzerine, Türkiye'nin Akdeniz'de düşürülen savaş uçağından sonra tüm dünyaya angajman kurallarını değiştirdiğini, sınırlara belli mesafe yaklaşan olduğunda harekete geçeceğini, sınır ihlali olduğunda uyarı yapmaksızın ateş edeceğini, vuracağını çok önceden açıkladığını hatırlattı. Bugünkü vakada, Suriye uçağının defalarca uyarıları dikkate almadan Türk sınırını taciz ettiğini anlatan Zeybekci, şöyle devam etti: "Bildiğim kadarıyla 2 defa sınır ihlalinde bulundu. Bu süreçte sınıra yaklaşırken Türk savunma sistemleri tarafından kendisine hedef alındığı, kilitlenildiği... Bu hareketler üst düzey uyarıdır. Sınırı geçtiği anda Türk Hava Kuvvetleri tarafından vuruldu ve düşürüldü. Burada Türkiye'nin yaptığı şey, dünyadaki bağımsız devletlerin yaptığı ve yapması gereken şeydir. Yani durup dururken Türkiye, hiç kimseye saldırmamıştır. Uluslararası sularda Türk uçağına yapılan saldırı gibi bir şey de olmamıştır. Türkiye nefsi müdafaa pozisyonundadır." "Türkiye'yi savaşın içine çekmek veya Türkiye'ye karşı başka bir saldırı gelmesini ihtimal dahilinde görmüyorum" diyen Zeybekci, "Önceden de biliyorsunuz, Türkiye sınır ihlali yapan bir helikopteri vurmuş ve düşürmüştü. Defalarca Türkiye'ye herhangi bir top mermisi düştüğünde misliyle karşı tarafın hedeflerini yine topçu atışlarıyla vurdu. Merak etmeyin, böyle bir şey olmaz. Türk ekonomisi de bundan asla ve asla etkilenmez" ifadesini kullandı. - "Kriz çıkmasını beklemek, birilerinin duası haline geldi" Bakan Zeybekçi, birilerinin Türkiye'de siyasi ve ekonomik kriz çıkmasını istediğini dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Burada istenen, Türkiye'de en ufak bir şeyde bir şey olmasını beklemek, yani en ufak bir rüzgar esintisinden Türkiye'de kriz çıkmasını beklemek, Türkiye'de siyasi ve ekonomik kriz çıkmasını beklemek. Maalesef birilerinin duası haline geldi. İsteniyorki bu ülkede yeniden yüzde 7 bin faizler olsun. IMF ile borç ilişkisi içine girsin. İsteniyorki bu ülkede, rahmetli Sabancı'nın dediği gibi bir gecede Türkiye yarı yarıya fakirleşsin. Türk bankacılık sistemi yerle bir edilsin. O günkü bankacılık sistemine yapılan o tarumarın maliyeti 400 milyar doların üzerindedir. Aynı şey olsun isteniyor. Türkiye'de faizler yüzde 70-80'lere çıksın isteniyor. Türkiye'de enflasyon yeniden yüzde 30'lar, 40'lar, 50'ler civarına gitsin isteniyor. Türkiye'de ihracat dursun, Türk müteahhitlerin dünyadaki işleri, özellikle bunun altını çizerek söylüyorum, dünyadaki tüm müteahhitlik işlerinde başarısız olsunlar, bu isteniyor. Türkiye'de yatırım dursun, istihdam azalsın, aş iş azalsın, büyüme düşsün, bunlar isteniyor. Çünkü Türkiye son 12 yılda inanılmaz bir performans gösterdi. Kıskançlıklar yaratmış olabilir. Bu da son derece doğaldır. Aslında düşmanlık filan da değildi. Ülkelerin birbirlerini kıskanması son derece normaldir." Türkiye'nin bu dönemde ihracatını artırmak için en uygun kur dönemini yakaladığının altını çizen Zeybekçi, "İklim olarak da TL'nin değeri anlamında da en uygundur. Türkiye, 152 milyar dolara geldi, 166 milyar dolar olan hedefin üzerine çıkma ihtimali vardır" dedi. Türkiye'nin ihracatını yüzde 10 artırmasının otomatik olarak üretimini, istihdamını artırması anlamına geldiğini kaydeden Zeybekci, şöyle konuştu: "Üretimini, istihdamını artıran Türkiye'nin, yatırımlarını artırması demek. Refahı artan, toplam dağılımdaki insanların gelirinin artması veyahut düzenli gelire kavuşan insan sayısının artması, Türkiye'de tüketimin artması demek. Kendi öz değerleriyle yatan, pasif durumda duran yerel kaynaklarıyla iş gücüyle enerjisiyle bunu artırıp ihracat yaparak büyümeye dönüştürmesi rahmetli Özal ile başlayan ihracata dayalı büyüme felsefesinin ana özetidir." - Türkiye'nin büyüme hedefi Bakan Zeybekci, Türkiye'nin büyüme rakamları ile ilgili de şu bilgileri verdi: "Türkiye bu an itibarıyla o beklenen ya da birilerinin söylediği yüzde 2-2,5 aralığındaki büyümenin çok daha üzerinde bir büyüme gerçekleştirecek. İhracatın sonucudur bu. Yani ihracatın artmasının Türkiye'ye getireceği yeni dinamizmdir. Dış ticaret açığımızın sürpriz bir şekilde beklenenin çok daha üzerinde düşmesi, otomatik olarak dış ticaret açığımızın düşmesi, Türkiye'nin cari açığının sürpriz bir şekilde beklenenden çok daha üst seviyede düşmesi ve bunun otomatik olarak yatırıma dönüşmesi, büyümeyi sağlaması... Türkiye 2014'ü bu hikaye ile kapatacak. Bu senaryoyu Türkiye, Allah'ın izniyle gerçekleştirecek." Türkiye'de faizlerin artırılmasından dolayı sevinen insanlar bulunduğuna işaret eden Zeybekci, neredeyse "Türkiye'de faizler artırıldı" diye bayram edecek insanlar olduğunu söyledi. Bunu geçici bir süre için yapılması gereken bir hareket olarak gördüklerini, kalıcı olmaması gerektiğini vurgulayan Zeybekci, sözlerini şöyle tamamladı: "Kalıcı faiz demek, ekonominin aktörleri, bir Ekonomi Bakanı olarak asla ve asla tasvip edilesi bir şey değildir. Kalıcı faizin yükselmesi demek, otomatik olarak üretimin, daha doğrusu yatırımların, tüketimin azalması, istihdamın azalması demektir. İktisadi hayatın istenmeyen bir yere doğru gitmesi demektir ama biz şu anda Türkiye'de faizin yüksekliği ile ilgili böyle bir tehlike görmüyoruz. İnşallah yakın bir sürede farklı bir faiz uygulamasıyla Türk ekonomisinin farklı bir yere geleceğini düşünüyoruz." Toplantı, daha sonra basına kapalı olarak devam etti.

Yerel Seçim 2024


Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler