Soma Davası Sürüyor

Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinde görülen Soma davasının 1. duruşmasının 4. oturumunda tutuklu sanıklardan vardiya amiri maden mühendisi Yasin Kurnaz’ın savunması alındı. Kurnaz’ın mahkeme başkanının sorduğu birçok soruya ‘Bilmiyorum, bilgim yok, ‘Bu konuyu Başmühendisimiz Mehmet Efe bilir’ şeklinde cevap vermesi mahkeme salonundaki madenci ailelerinin tepkisini çekti. Yasin Korkmaz’ın her bilmiyorum demesinde aileler ‘Mehmet Efe bilir’ diye tepki gösterdi.Maden faciasını 3 günlük şehir dışı ziyaretinden Soma’ya dönüşte öğrendiğini belirten vardiya amiri Maden Mühendisi Yasin Kurnaz üzerine atfedilen suçlamaların neye dayanılarak yapıldığına anlam veremediğini ifade etti. Kendisinin de 3 gün boyunca arama kurtarma çalışmalarına katıldığını belirten Kurnaz, “Biz, 8 saat yer altında beraber çalışan kişileriz. O gün madende olsak belki biz de ölecektik. O zaman ya ölmek ya da hapse girmek var. Bir şey saklamamızın mümkünü yok” dedi.MEHMET EFE BİZİM AMİRİMİZSoma davasının 8 tutuklu sanığından biri olan vardiya amiri maden mühendisi Yasin Kurnaz savunmasına kendi görevlerini ve B sınıfı iş güvenliği uzmanının nelerden sorumlu olduğunu anlatmasıyla başladı. Başmühendis Mehmet Efe’ye bağlı 9 iş güvenliği uzmanının çalıştığını kaydeden Kurnaz, her iş güvenliği uzmanının da farklı görevleri olduğunu ve risk analizleri hazırlayarak olabilecek tehlikelere karşı önlem aldıklarını söyledi.HİÇ YANGIN ÇIKMADIKurnaz, verdiği bilgilerde şimdiye kadar Eynez maden ocağında hiç yangına denk gelmediklerini ve her dinamit patlatılmasının ardından karbonmonoksit ölçümlerinin 50 ppm üzerine çıkmasının normal olduğunu ve bu oranın 10-15 dakika içinde düştüğünü söyledi. Mahkeme başkanı, Eynez’deki eskiye dönük karbonmonoksit ölümlerinde 50 ppm üzerinde çok sayıda ve uzun süren ölçümler olduğunu bildirdi. Bunun üzerine Kurnaz, “Bunların hepsi dinamit patlatılmasıdır. Bu dinamitin ne kadar patlatıldığıyla alakalıdır. Bu patlatma yapıldığı zaman alan boşaltılır ve değerler 50 ppm altına düştüğünde çalışma başlar. Eğer yangın olursa zaten sensörlerin ölçtüğü oran düşmez sürekli yükseliş gösterir ama sizin verdiğiniz değerler belli bir aralık sonra düşmeye başlıyor” dedi.Mahkeme başkanının tanık ifadelerinde ve bilirkişi raporlarında sensörlerin düzgün çalışmadığı yönündeki ifadelerini sorması üzerine Kurnaz, şunları söyledi:“Ben ve 6 kişilik ekip elimizde seyyar sensörle sürekli ölçüm yaparız. Bir de sabit sensörler var. Bunlar arasındaki bir kaç ppm’lik fark normaldir. Dinamit atılan yerlerde sensörler 50 ppm üzerine çıkar. Bu durum 10-15 dakika sürer ve karbonmonoksit değeri düşmeye başlayınca çalışma yeniden başlar. Hiçbir işçi 50 ppm üzerinde çalıştırılmamıştır. Dinamit atımları dinamit defterinde tutulur. Hangi dinamitçi kaç tane dinamit atmış bunların hepsi kayıt altındadır. Ölçümlerin hepsi vardiya sonunda Mehmet Efe’ye ulaştırılır. Vardiya içinde karbonmonoksit oranının kaç ppm ortalamada olduğunu bilemeyiz. Bunun grafiği Mehmet Efe’dedir. Sabit sensörler hava çıkışlarında olur. Biz vardiya için el sensörleri ile ölçüm yaparız. Biz sadece elimizde ölçtüğümüz değerleri biliriz. Ortalamasını biz almayız.”Kurnaz, mahkeme başkanının ‘Yangın olarak kabul ettiğiniz bir değer oldu mu? Her ppm’in üzerindeki değere dinamit dediniz’ şeklindeki sorusuna şöyle yanıt verdi:“Bu dediklerimin hepsi avukatımdaki dinamit defterlerinde de var. Bilirkişiler bu dinamit defterlerini değerlendirmemiş veya ellerinde yok. Dinamit sorumlumuz Serkan Kocaman. Vardiya içinde hangi ayakta hangi usta ne kadar dinamit patlattı bunların hepsi bu defterlerde yazar. Biz şimdiye kadar ölçtüğümüz tüm yüksek değerlerin hepsi dinamit patlatmasıdır. Zaten öyle olmasa bu değerler zaman içinde düşmez aksine yükselir. Yangında değerler sabit olarak yükselir iniş çıkışlar olmaz. 500 ppm’lik bir değer eğer 18 ppm’e kadar iniyorsa bu yangın değil dinamit patlatmasıdır.”Kurnaz’ın dinamit defterlerinden bahsetmesi üzerine müşteki avukatları bu defterlerin biran önce mahkeme heyetine sunulmasını ve kendilerinin de bunları incelemek istediklerini belirtti.KAZANIN OLDUĞU VARDİYA BENİM VARDİYAM DEĞİLKazanın olduğu vardiyanın kendi vardiyası olmadığını ve kendi vardiyasında dönüşümlü olarak 750 kişinin çalıştığını anlatan Kurnaz, “Benim vardiyamdaki herkesi buraya çağırsak hepsi benim gibi ifade verir. Değerler sürekli yükselirken içeride işçi tutulmaz. 2-3 kişi ifadelerinde emniyet birim amirleri baskı altındaydı demiş. Emniyet birim amiri olarak eğer bir sıkıntı olursa orayı hemen boşalttığımı herkes söyler” dedi.Mahkeme başkanının sensör sayılarının azlığı ve bakımlarının yapılmadığı ve havalandırmaların yeterli olmadığı yönündeki ifadelerini hatırlatması üzerine Kurnaz, şöyle karşılık verdi: “Ben bir ocağa ne kadar sensör konulacağını bilmem. Bu yönetmelikte de yazmaz. Ama bildiğim 48 sensör olduğu ve hepsinin de düzgün bir şekilde çalıştığı. Eğer bir arıza olursa zaten bunlar hemen gideriliyordu. Bir sıkıntı olduğu zaman hemen amirimiz Mehmet Efe beye bunu iletirdik. Ben iş güvenliği uzmanı olarak ocaktaki sensörleri yeterli buluyorum. Sıcaklık sensörünü hiç görmedim. Tavanda asılıymış onun hakkında bir şey bilmiyorum. Bana şimdiye kadar hiçbir işçiden havalandırma ile ilgili bir sıkıntı gelmedi. Klasik ayak dediğimiz bölmede insan eforuyla çalışma yapıldığı için oradaki işçilere orası havasızmış gibi geliyor olabilir ama havalandırma sıkıntısı hiç yaşamadık. 300 barlık bir hidrolik basınç verilir. Hava fazla verilirse sürtünme yangına sebep olur. S Panosunda da herhangi bir sıkıntı yoktu. Karbonmonoksit maskelerinin de her 5-6 ayda bir bakımı yapılırdı. Bazı işçiler 7 yıldır maskemin bakımı yapılmadı diye ifade vermişler. Bunlar tamamen yalan ifadeler. O kişilere bakarsanız yerin altına hiç inmemiş yer üstünde çalışan kişiler olduğunu görürsünüz. Bu bakımları Harun Yıldırım yapıyordu.” Bu sözleri üzerine şehit madencilerin ailelerinden bazıları, “Ondan mı çocuklarımız ölü çıktı. Yerin altına girmediler de oynadılar galiba” şeklinde tepki gösterdi.Kendi vardiyası döneminde işçilere genel bir kaçış tatbikatı yapılmadığını ancak bütün işçilerin bu tür bir durumda nasıl davranmaları gerektiğini aldıkları eğitimlerle bildiğini belirten Kurnaz, bununla ilgili eğitim birimi olduğunu söyledi.Mahkeme başkanının ‘Ocaktaki malzemelerin alev almaz malzemeler olup olmadığını’ sorması üzerine Kurnaz, ‘ben bilmem bunu. Biz 9 iş güvenliği uzmanıyız’ dedi. Mahkeme Başkanı da, ‘Bilmediğin bir şeyin nasıl sorumlusu olursun” ifadesini kullandı.“BEN BİLMİYORUM”Mahkeme başkanının sorduğu birçok soruya ‘Ben bilmiyorum’ şeklinde cevaplaması üzerine Hakim, “Senin sorumluluğun neydi? Sana ne suç atfedildi de buradasın’ diye sordu. Kurnaz da, “İş güvenliği uzmanı" olarak suçlandığını belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: "Bilirkişi heyeti kimin neden sorumlu olup olmadığını araştırmadan suçlamada bulunmuş. Biz yerin altında 8 saat beraber çalışan kişileriz. Orada olsam ben vefat edecektim. O zaman ya ölecektik ya da burada olacaktık. Madende bir sıkıntı olmasını saklama gibi bir durumumuz olamaz. 4 gün boyunca madende arama kurtarma çalışmalarına katıldım. Ben olay olduğunda 3 günlük izinden Soma’ya dönüyordum. Yolda öğrendim ve hemen ocağa gittim. Dışarıda konuşulan trafo patlamasıydı. S girişinden içeri girdik orada 5 arkadaşımızı sağ çıkardık. S-2 yarı mekanizmasının olduğu alanda da 2 arkadaşı sağ çıkardık diğerleri vefat etmişti. 3’üncü gün revirin sonuna doğru ilerledik. Revirin altından U-3’e doğru 30 metrelik bir ara vardı ve sadece duman gördüm. Sıcaklık vardı ama alevli bir yangın yoktu. Mehmet Ali Bey’in yanındaki arkadaşlarla girdiğini biliyorum. Ben de arkadaydım. Oradan 3 kişi çıkarıldı. U-3’te bantlar, panolar, kablolar, her şey yanmıştı. Isı fazlaydı. Soğuta soğuta ilerliyorduk. Kamalar koyarak soğutmaya devam ederek ilerleme yaptık.”Mahkeme Başkanı da Kurnaz’ın ifadesinin ardından bilirkişi heyetinin 16 Temmuz’da madeni incelemeye gittiğini ancak yangının devam ettiği için içeri giremediklerini hatırlatması üzerine Kurnaz, kendisinin alevli bir yangın görmediğini tekrarladı.Mahkeme başkanı Kurnaz’ın ifadesinin ardından duruşmaya saat 14.00’de başlamak üzere ara verdi.Duruşmaya ara verilmesi üzerine aileler, “Birazcık onurunuz varsa kendinizi asarsınız’ diyerek sanık ve sanık avukatlarına tepki gösterdi.

Iğdır’da Ermenilerin katlettiği şehitler dualarla anıldı

Acıbadem Ankara Hastanesi Sporcu Sağlığı Ünitesi açıldı

Topraksız tarım sistemiyle çilek üretimine başladılar: Yıllık kazanç hedefleri 5 milyon TL