YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

PROFESÖR GÜZ: ÇOCUK KENDİNİ TELEVİZYONDA İZLEDİĞİ KARAKTERİN YERİNE KOYUYOR

Yaprak KOÇER/SAMSUN, OMÜ Tıp Fakültesi Psikiyatri Bölümü öğretim üyesi Prof.Dr.Hatice Özyıldız Güz, televizyonun çocuklar üzerine psikolojik etkilerini anlattı. Günümüzde televizyonun

PROFESÖR GÜZ: ÇOCUK KENDİNİ TELEVİZYONDA İZLEDİĞİ KARAKTERİN YERİNE KOYUYOR

Yaprak KOÇER/SAMSUN, OMÜ Tıp Fakültesi Psikiyatri Bölümü öğretim üyesi Prof.Dr.Hatice Özyıldız Güz, televizyonun çocuklar üzerine psikolojik etkilerini anlattı. Günümüzde televizyonun olumsuz etkilerinden en çok şiddet öğesi üzerinde durulsa da çocuk ve ergenlerin algılama biçimi, algıladıklarını benimseme hızı ve hayata geçirme istekleri üzerine de etkisinin olduğunu söyleyen Prof.Dr.Güz, 3 bin 500'ün üzerinde çalışmanın neredeyse tamamının televizyondaki şiddetin çocuklar üzerinde olumsuz etkilerinin olduğunu ortaya koyduğunu dile getirerek, "Son yıllarda çocuk ve ergenlerde şiddet davranışının artmasında en önemli faktörlerden birisi olarak televizyon programları gösterilmektedir. Amerikan Psikiyatri Derneği, Amerikan çocukların haftada ortalama 28 saat televizyon izlediklerini ve 18 yaşına gelene kadar 16 bin cinayet, 200 bin fiziksel şiddet sahnesi gördüklerini bildirmiştir. Benzer şekilde ülkemiz genelinde Radyo Televizyon Üst Kurulu Prof.Dr. Hatice Özyıldız Güz, televizyondaki şiddetin çocukları, şiddeti taklit etme, şiddete karşı duyarsızlaşma, şiddet duygularını uyandırma ve şiddet duygularını bastırmada azalma şeklinde etkileyebildiğini belirterek, "Yapılan analiz sonuçları, yalnızlık düzeyi arttıkça televizyon izleme süresinin arttığını, yalnızların en çok televizyonda magazin programları, diziler ve sinema filmlerini izlediği belirlenmiştir. Yalnızlar, arkadaşlık, zaman geçirme, alışkanlık, eğlence ve sosyal etkileşim gereksinimlerini doyurmak için televizyon izlemektedirler" diye konuştu.
Televizyonda özendirilen zayıf beden imgelerinin diğer bir etki olarak düşünülebileceğini ifade eden Prof.Dr. Hatice Özyıldız Güz, "Kızların beden algısı bozulmakta, yeme bozuklukları artmaktadır. Programlarda dış görünümünün kadınlar için öneminin çocukluk yaşlarından başlayarak vurgulandığı, böylelikle kadınların çekiciliği için neredeyse tek koşulun fiziksel görünüm olduğunun pekiştirildiği çalışmalarda bildirilmiştir. Çocukluklarından beri ideal olarak sunulan bu zayıf imgeler, ergen ve genç kızlarda onlara özenmeye, onları örnek almaya yol açmaktadır. Sonuçta kendilerinin ya da arkadaşlarının bedenlerini onlarınkilerle kıyaslamakta, bu kıyaslamalarda kendilerini bir türlü yeterli bulamamaktadırlar" dedi
Prof.Dr. Hatice Özyıldız Güz sözlerini şöyle sürdürdü:
"Çocuk, kendini izlediği programlardaki kişilerin veya daha yoğun olarak filmlerdeki karakterlerin yerine koymaktadır. Çoğu kez hayran olduğu kahraman ya da karakter, büyüyünce olmak istediği kişidir. Böylece çocuk kendi kişisel bilinci, çalışması ya da yetenekleri ile değil, tamamen farklı etkilenmelerle büyüyünce 'O' olmak istemektedir. Bu bazen bir yarışma programı sunucusu, bazen filmdeki kötü adamları döven erkek karakter, bazen de güzelliği sayesinde zengin ve yakışıklı bir erkekle evlenen bir kadın karakter olabilmektedir. Ailelere düşen öncelikle çocuğu televizyon karşısında yalnız ve savunmasız bir biçimde bırakmamak, mümkün olduğunca birlikte izlemek. Sonra da çocukları okumaya sevketmek ve televizyon izlemelerine belli ölçülerde sınırlandırmalar getirmek."

Mynet Youtube


Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler